Venus ve Serena: Tenisin Kraliçeleri

Venus ve Serena, Serena ve Venus. Kadın tenisinin en büyük efsanelerinden bahsettiğimizde Willams kardeşler her zaman orada olacaktır.

Williams kardeşlerin sadece en tanınmış tenis yıldızlarından ikisi değil, aynı zamanda dünyanın en ünlü atletlerinden ikisi olduğunu da şüpheye yer bırakmayacak şekilde söyleyebiliriz. Bu nedenle, bugünkü yazımızda, size Grand Slam kraliçeleri Venus ve Serena hakkındaki her şeyi anlatmak istiyoruz.

Venus, Büyük Kız Kardeş

Venus Williams, 1980 yılında Kaliforniya’da doğdu. Yedi bireysel Grand Slam kazandı: Wimbledon’da beş ve ABD Açıklarında iki. Kariyeri boyunca, Dünya Tenis Birliğinden 49 bireysel kupa ve 14 çiftler kupası kazandı.

Dahası, Olimpiyat Oyunlarında dört altın madalya kazandı. 2000 yılında Sydney’de, 2008 yılında Pekin’de ve 2012 yılında Londra’daki oyunlara katıldı. Ayrıca 2016 Rio oyunlarında (karışık çiftler) gümüş madalya kazandı.

2002 yılının Şubat ayında Venus, WTA sıralamasında birinci olan ilk Afrikalı Amerikalı tenisçi oldu. Bu pozisyonu üç ayrı durumda on bir hafta sürdürdü.

Venus, profesyonel kariyerine 1994 yılında başladı, ancak en unutulmaz yıllarından biri şüphesiz 2005’ti. O sezon sadece bir kupa aldığı göz önüne alındığında, kayırmacılıktan uzak biriydi. Ancak en sevdiği turnuva diyebileceğimiz Wimbledon’da yarıştı.

Turnuvada 14. sırada yer alırken – dünya şampiyonluğunu savunmakta olan, ve dünyada ikinci olan –  Maria Sharapova’yı iki sette mağlup etti. Ve finalde favori ve sıralamada bir numara olan Lindsay Davenport’a karşı oynadı. Venus onu, bu turnuvanın en uzun finali olacak iki saat 45 dakikalık bir süre içinde, üç sette, sayı sayı yendi.

Serena, Küçük Kız Kardeş

1981 yılında, kız kardeşinden sadece bir yıl sonra doğan Serena, 23 bireysel Grand Slam şampiyonluğu kazandı. Elinde ikinci en yüksek sayıda kupa olan tenis oyuncusu, onu mağlup eden tek kişi 24 kupa ile Margaret Court. Yedi Avustralya Açığı, üç Roland Garros, yedi Wimbledon ve yedi ABD Açığı kupasını evine götürdü.

Toplamda, WTA’dan 72 bireysel unvan ve Londra’daki 2012 Olimpiyat oyunlarından bir altın madalya kazandı. Dahası, tarihteki en iyi tenisçilerden biri olarak değerlendirilir ve Golden Slam’i (dört Grand Slam) tamamlayan ve aynı yıl bireysel ve çiftlerde altın madalya kazanan tek tenisçidir.

Kariyerine 1995 yılında başladı. 2002 yılının Temmuz ayında bireysel bir oyuncu olarak dünyada bir numara oldu ve Haziran 2010’da da çiftlerde bir numaraya yükseldi. Bu final kategorisinde dört Avustralya Açığı, iki Roland Garros, altı Wimbledon ve iki ABD Açığı kazandı. Sidney 2000, Beijing 2008 ve Londra 2012’deki üç altın madalyasından bahsetmiyoruz bile.

Venus ve Serena: Birlikte, Durdurulamazlar

Son yirmi yıldaki istatistikleri ve çiftler kazananlarını göz önünde bulundurduğumuzda, Williams kardeşlerin bu listede kaç kez göründüğünü görmek şaşırtıcı. Sonuç olarak, 1999 ile 2016 yılları arasında çiftlerde 14 Grand Slam şampiyonluğu kazandılar. Wimbledon’dan altı, Avustralya Açığından dört, iki Roland Garros ve iki ABD Açığı.

Roland Garros’ta bu finallerden birini İsviçreli Martina Hingis ve Rus Anna Kournikova’ya karşı oynadılar. Final sonuçları 6-3, 6-7 ve 8-6 idi.

Olimpiyat Oyunlarında ikili olarak, evlerine üç altın madalya götürdüler. Kristie Boogert ve Miriam Oremans’ı 6-1 ve 6-1 mağlup ettikten sonra 2000 yılında Sydney’de ilk maçlarını kazandılar. İkinci altın madalyaları, İspanya’dan Virginia Ruano ve Anabel Medina’yı 6-2 ve 6-0 yendikten sonra 2008 yılında Pekin’e geldi.

Ve son olarak, Çek ikili Andrea Hlavackova ve Lucie Hradecka’yı 6-4 ve 6-4 geride bırakarak 2012 yılında üçüncü altın madalyalarını kazandılar. Ve, Wimbledon finallerinde aynı tenis oyuncularını mağlup etmelerinin bundan bir aydan kısa bir süre önce olmuş olduğuna işaret etmeye de değer.

Son Yıllarda Venus ve Serena

2002 ile 2017 arasında kız kardeşlerin tekler finalinde birbirlerine karşı yarıştıklarını de söylemeliyiz. Bu maçların çoğunda, ikilinin küçüğü Serena şampiyon oldu. Birbirleri ile karşılaştıkları dokuz finalde Venus iki şampiyonluk kazandı. Kız kardeşi Serena ise yedi şampiyonluk aldı.

Son olarak, Venus’e bir otoimmün hastalık olan Sjogren sendromu teşhisi konulduktan sonra kendisinin 2011 yılında vegan olmaya karar vermesi ilginçtir. O zamandan beri sadece sağlığında değil kariyerinde de gelişmeler olduğunu fark etti. Ve bu, Serena’ya “bu geçişte ona eşlik etmesi” için ilham verdi. Şimdi, kız kardeşlerin ikisi de et tüketmiyor. Gördüğünüz gibi, bağları tenis kortunun ötesine uzanıyor.