Logo image
Logo image

Makro Besinler: Katkı ve Sınıflandırmalar

3 dakika
Diğerlerinden daha fazla miktarda ihtiyaç duyduğumuz bir besin grubu olduğunu biliyor muydunuz? Bundan sonra makro besinler hakkında bilgi vereceğiz.
Makro Besinler: Katkı ve Sınıflandırmalar
Son Güncelleme: 10 Eylül, 2020

Mikro besinlerin aksine, makro besinler vücudun metabolik enerjisinin çoğunu sağlamaktan sorumludur. Aşağıdaki makalede vereceğimiz bilgiler ile makro besinler hakkında her şeyi öğrenin.

Makro besinler nelerdir?

Makro besinlerin amacı bize metabolik enerji sağlamaktır. Bu, işlevlerinin büyümemizi, hayatta kalmamızı ve günlük faaliyetlerimiz için yeterli güce sahip olmamızı sağlamak olduğu anlamına gelir. Makro besinler vücudumuz için çok önemlidir!

Bununla birlikte, bu besinler – esas olarak karbonhidratlar, lipitler ve proteinler – vitamin ve minerallerden oluşan mikro besinlerle tamamlanmaktadır. İkincisi daha küçük miktarlarda gereklidir ve görevleri bizi sağlıklı tutmaktır.

Makro besinler farklı şekillerde bölünür ve tanımlanır:

  • Büyük miktarlarda tüketilen kimyasal elementler (kükürt, fosfor, oksijen, nitrojen, hidrojen ve karbon).
  • Vücuda enerji sağlayan kimyasal bileşenler (lipitler, proteinler ve karbonhidratlar).
  • Mikro besinlerden daha büyük miktarlarda gerekli olan besinler (potasyum, magnezyum ve kalsiyum)

Ana makro besin maddelerinin özellikleri

Bu makalenin başında da söylediğimiz gibi, enerjisel işlevleri nedeniyle ‘vurgulanan’ üç tür makro besin vardır. Bunlar:

1. Karbonhidratlar

Bunlar oksijen, karbon ve hidrojenden oluşan bileşiklerdir. Basit ya da karmaşık şekerler olabilirler: sakaritler, glikoz, fruktoz, sukroz, laktoz, glikojen ve nişasta gibi.

Karbonhidratlar vücuda girdikten sonra, biz insanların sahip olduğu ana enerji kaynağı ve ayrıca yağları metabolize etmek ve sinir dokularını korumakla görevli glikoza dönüştürülür.

2. Proteinler

Ayrıca karbon, hidrojen ve oksijenden oluşurlar, ancak bileşimlerinde nitrojen ve sülfür de bulunur. Vücut bu makro besinleri tek başına sentezleyemediği için amino asitlerin ‘yardımına’ ihtiyaç duyar. Proteinler, dokuların yapımında ve bazı anabolik süreçlerde de yardımcı olur.

Some figure

Bu nedenle kas kütlesini artırmak isteyen bir kişinin daha fazla proteinli besin tüketmesi gerekir. Ana protein kaynakları et gibi hayvansal gıdalardır ve ayrıca fındık ve baklagillerdir. Pirinç ve makarna tüketmek ise diğer bahsedilen besinlere nazaran bize daha az protein sağlar.

3. Lipitler

Son olarak, bu makro besinler, yağlarda – doymuş yağlar – ve sıvı yağlar – doymamış yağlar olarak bulunur. Genel olarak “Kötü adamlar” olarak kabul edilmelerine rağmen, lipitlerle ilgili sorun aşırı tüketilmesi durumudur. Bu olduğunda, yağ deri ve hücrelerin altında birikir ve vücutta çok nefret ettiğimiz ünlü ‘katmanların’ oluşumuna neden olur.

Ayrıca hayatta kalmak için büyük miktarlarda ihtiyacımız olduğu için suyun bir makro besin olduğuna da işaret edebiliriz. Bir insan bile yemek yemeden haftalar geçirebilir, ama su içmeden sadece birkaç gün geçirebilir. Sıvı, vücut ısısını düzenler, idrar yoluyla atıkları ortadan kaldırır, besinleri taşır, hücreleri ve organları nemlendirir.

Makro besinler ve mikro besinler arasındaki fark nedir?

Makro besinler hakkında zaten yeterince konuştuk, ancak nasıl çalıştıklarını biraz daha iyi anlamak için mikro besinlere de atıfta bulunmak gerekir. Bu maddeler, canlıların küçük miktarlarda ihtiyaç duydukları, ancak besinler ile aynı derecede önemli olan maddelerdir.

İşlevleri, enzimleri katalize etmekten, hastalanmamamız için bağışıklık sistemini güçlendirmeye kadar çeşitlilik gösterir. Mikro besinler iki büyük gruba ayrılır:

1. Vitaminler

Serbest radikaller için savunma sistemi oluşturmanın yanı sıra hücrelerin büyümesine, işleyişine ve gelişmesine de izin verirler. A, D, E ve K gibi yağda çözünen vitaminler ve B ve C gibi suda çözünen vitaminler bulabiliriz.

2. Mineraller

Mineraller hem bitkilerde hem de hayvanlarda bulunurlar – ilkinde daha fazla miktarda olsa da – ve görevleri enzimler meydana getirmektir. İki farklı mineral türü alıyoruz: mikro (bakır, çinko, kobalt, krom ve florür) ve makro (magnezyum, sodyum, demir, potasyum ve kalsiyum).

Some figure

Günlük hayatımızda hem makro besinlerin hem de mikro besinlerin yeterli tüketimine ihtiyaç vardır. Aralarındaki tek fark, her birini almamız gereken miktarlardır. Vücudumuz makro besinlerin tüketimine, hedeflere ulaşabilmek için mikro besinlere göre daha yüksek dozlara ihtiyaç duyar.

Hepimizin beslenme düzeninin minimum düzeyde makro ve mikro besin sağlaması gerekirken, seviyeler her bireyin özel hedeflerine bağlı olacak şekilde değişiklik gösterecektir. Örneğin, kilo vermek istemek, daha fazla kas yapmak hedefine sahip olmakla aynı şey değildir.




This text is provided for informational purposes only and does not replace consultation with a professional. If in doubt, consult your specialist.