DNA Diyeti Testi: Avantajları ve Dezavantajları Nelerdir?
DNA diyeti testi günümüzde, vücudunuzun belli beslenme şekillerine nasıl tepki verdiğini keşfetmek için faydalanabileceğiniz en iyi seçenektir. Yalnızca bununla kalmaz, beslenme biçiminizi kilo verme veya alma hedefinize göre şekillendirmeniz için ihtiyacınız olan bilgiyi de sağlar.
Ayrıca beslenmenizle bağlantılı olarak gelecekte ortaya çıkabilecek hastalıklardan kaçınmanıza da yardımcı olabilir. Dikkate değer araştırmalara göre kilolu insanların yüzde 70’inin bu şekilde olmalarının altında yatan sebep genetik faktörlerdir.
Ayrıca genetik faktörler kalp-damar hastalıklarına, hipertansiyona, kolesterole ve şekerle ilgili rahatsızlıklara da yol açabilirler. Uzmanlar DNA testine DNA’nızı çıkararak başlarlar. Bu işlem klinik test aracılığıyla yapılır. Dolayısıyla hasta için acısız bir süreçtir.
Bu süreçten geçmek için bir uzman tarafından değerlendirilmelisiniz. Çünkü bu klinik bir testtir. Uzman size testin sonuçlarının ne olduğunu detaylı bir şekilde açıklamalıdır. Bunu zaten tahmin etmişsinizdir. Ne de olsa çıkan sonuçları günlük hayattaki beslenme alışkanlıklarınızı tamamlamak için kullanmanız gerekiyor.
Mucize bir diyet değildir. Şaşırtıcı ve pozitif sonuçlar yaratan, kanıtlanmış, verimli bir bilimsel araçtır. Vücudunuzun neden belli şekilde tepki verdiğini öğrenirseniz, sağlığınız ve fiziksel durumunuz gelişebilir.
DNA Diyeti Testi Nasıl Çalışır?
Uzman, hastanın DNA’sını, genetik yapısında görülebilecek belli genleri arayarak analiz eder. Belli genlerin varlığına bağlı olarak hastanın ne şekilde davranması gerektiği belirlenir. En önemli genler şunlardır:
- INSIG2 polimorfizm: Bu değişkene sahip olan kişilerde obezite gelişme yatkınlığı daha yüksektir. Ayrıca vücut kitle indeksleri de belirgin ölçüde yüksektir.
- nMC4R polimorfizm: Bu geni taşıyanlar yüksek kalorili yiyeceklerden uzak durmakta zorluk çekerler. Bu yüzden onların da obez olma riski daha yüksektir.
- ADRB2 polimorfizm: Bu genin taşıyıcılarının metabolizmalarında değişiklikler olur. Bu değişiklikler biriken yağın yok edilmesini zorlaştırır veya imkansız hale getirir.
- APOAV polimorfizm: Bu genin taşıyıcıları halihazırda obez veya kiloludurlar ve kalp-damar hastalıklarına yakalanma riskleri yüksektir. Ancak yine de düşük yağlı diyetlere ve egzersize iyi karşılık verirler. Ayrıca çok basit diyet planlarını takip ederek hızla kilo verebilirler.
- GNB3 polimorfizm: Bu gene sahip olan kişilerin obez olma riskleri daha yüksektir. Yalnızca bu da değil, hipertansiyon ve kanda kolesterol fazlalığı gibi hastalıklarla karşılaşmaya daha yatkındırlar. Ayrıca düşük kalorili diyetleri çok kötü bir şekilde tolere ederler ve sürekli aç hissetme eğilimi gösterirler.
- FTO polimorfizm: Bu geni taşıyanlar aşırı derecede yeme eğilimi gösterirler. Özellikle kalorisi yüksek yiyecekleri çekici bulurlar. Ayrıca bu kişilerin obez olma riski yüzde 70’tir. Bu kişilerde diyabet görülmesi riski de yüksektir.
DNA Diyeti Testinin Lehindeki Tartışmalar
DNA diyeti gibi genetik türde bir testin işe yaradığını ve etkili olduğunu söyleyen kişiler argümanlarını şu bilgilerin üzerine inşa ederler:
- Tavsiyeleri düzgün bir şekilde takip ederseniz kalp sorunlarıyla karşılaşma riskiniz azalır. Bu, genetik anlamda yatkınlığınız olan sağlık sorunları için de geçerlidir.
- DNA diyeti testi kendi durumunuza uygun en sağlıklı beslenme şeklini bulmanıza yardımcı olur. Etkili ve katlanılabilirdir. Bu test size uygun en iyi yiyecekleri ve o yiyeceklerin yerine geçebilecek alternatifleri öğrenmenize yardımcı olur.
- Ayrıca genetik profiliniz için uygun bir yaşam tarzı ve alışkanlıklar edinmenize de yardımcı olur.
DNA Diyeti Testinin Aleyhindeki Tartışmalar
Stanford Üniversitesi maliyeti 8 milyon dolardan fazla tutan bir çalışma yapmıştır. Bu çalışmaya göre, genetik tipinizle beslenme aracılığıyla savaşmanız imkansızdır.
Ayrıca bu çalışma 609 kilolu yetişkine gelişigüzel bir şekilde belli diyetler vermiştir. Bu diyetler karbonhidrat veya yağ oranı düşük olan sağlıklı diyetlerdir.
Katılımcılar bu diyetleri uyguladıktan sonra uzmanlar onların genetik profilini incelediler. Katılımcıların yağ ve şeker tüketmedikleri için kilo verdikleri gözlendi. Ancak uyguladıkları diyetin genomlarıyla ilişkisini gösteren hiçbir bilimsel kanıt bulunamadı.
Çalışma uygun bir diyetin takip edilmesi halinde, başka faktörlerden bağımsız olarak kilo verileceğini göstermiş oldu. Yani bun genetik profilinizle bağlantılı değil.
This text is provided for informational purposes only and does not replace consultation with a professional. If in doubt, consult your specialist.