Genetiği Değiştirilmiş Gıdaların Artıları ve Eksileri

Günlük olarak tükettiğimiz yiyeceklerin çoğu genetik olarak değiştirilmiştir. Yine de, bu bilgi etiketlenmediğinden çok fazla farkına varmıyoruz.

Genetiği değiştirilmiş gıda veya genetiği değiştirilmiş organizmalar (GDO’lar), genleri değiştirilmiş gıdalardır. İlk bakışta organik veya normal ürünlerle aynı görünürler. Ancak farklılar. Aslında, bu gıdalara, belirli bir amaç için başka bir türden spesifik bir gen eklenmiş veya çıkarılmıştır. Genetiği değiştirilmiş gıdalar hakkında daha fazla bilgiyi aşağıda bulabilirsiniz.

Genetiği Değiştirilmiş Gıdaların Artıları

GDO’lar çok titiz ve kapsamlı süreçler kullanılarak sürekli izlenir ve analiz edilir. Bu gıdalara normal yiyeceklerden daha fazla kontrol yapılır.

Uzmanlar, GDO’ların sağlığınıza zararlı olabileceğine inanmak için hiçbir neden olmadığını belirtiyorlar.

Bilim insanları, gıdaların genlerini özelliklerini optimize ederek iyileştirmek için değiştirir. Böylece, onları daha sağlıklı ve besleyici yaparlar. Örneğin, bu işlem besin içeriğinde daha fazla protein ve daha az yağ ile sonuçlanabilir. Ayrıca, bize daha fazla vitamin içeren meyveler, daha fazla lif ile mineral içeren tahıllar ve sebzeler sağlayabilir.

Dahası, bilim insanları bitki mahsullerini daha dirençli hale getirmenin yollarını buldular. Sonuç olarak, GDO’ların yetiştirilmesi daha kolaydır. Hava koşullarından ve hatta haşerelerden çok fazla etkilenmezler. GDO’ların sunduğu bir diğer avantaj da pestisitlere olan bağımlılığın azalmasıdır.

Gerçekten de, yiyecekleri değiştirmek onu zararlı faktörlere karşı daha az duyarlı hale getirir. Ayrıca en yaygın alerjenleri de ortadan kaldırabilir. Ancak bu görecelidir. Çünkü alerjiler maddelerden çok  kişilerin gösterdiği reaksiyonlara bağlıdır.

Genetiği Değiştirilmiş Gıdaların Eksileri

Bilim adamları GDO’ları daha çekici görünmeleri için değiştirebilirler. Yine de, faydaları aynı kalabilir veya azalabilir.

Ayrıca bugün sahip olduğumuz biyolojik çeşitliliğe zarar verebilir ve bu çeşitliliği yok edebilir. Örneğin, tek bir elma çeşidi yetiştirebiliriz. Başka bir deyişle, yetiştirilmesi en kolay olan ürün en kârlı hale gelir.

GDO’lar, genetik olarak değiştirilmemiş diğer gıdaları da etkileyerek organik ve işlenmemiş bitkileri yok edebilir. Ayrıca çevreyi bozabilir ve hatta daha zayıf bitki türlerini de ortadan kaldırabilir.

Çiftçiler ürün yetiştiriyor ve onlara büyük bir özveri ile bakıyorlar. Öte yandan GDO tohumları ise çok uluslu büyük şirketlerin elinde.

Ayrıca, bazı raporlar GDO’lar ile gıda alerjileri ve intoleranslarındaki artış arasında bir bağlantı olabileceğini düşündürmektedir. Dahası, araştırmacılar bu ürünlerin antibiyotik direncinin nedeni olma ihtimalini araştırıyorlar.

Sonuç

Son olarak, Dünya Sağlık Örgütü (WHO) GDO’ların insan sağlığı için tehlike oluşturmadığı konusunda ısrar ediyor. Yine de, bilim insanlarının her yiyeceği tek tek analiz etmeleri gerektiğini söylüyorlar.

Ayrıca, bu ürünler pazara sunulmadan önce sıkı kontrollerden geçerler. Dahası, olumsuz bir sağlık etkisini doğrulayan hiçbir çalışma yoktur.

Yine de, daha önce de belirttiğimiz gibi, bazı raporlar, gıda alerjileri ve intoleransları vakalarındaki artıştan sorumlu olabileceklerini göstermektedir. Diğer araştırmalar da GDO’ların antibiyotik direnciyle ilişkisini araştırıyor.

Ayrıca bağışıklık sistemimizin güçlenmesinde gecikmeye neden olabilir. Gerçekten, bu özellikle çocuklarda oldukça önemlidir.

Sonuç olarak, bize birçok fayda sağladığı için GDO’ları yemeye devam edebilirsiniz. İddia edilen risklerinin bilimsel kanıtı olana kadar, onları yemeyi bırakmanız için hiçbir neden yoktur.