Özel Hukuk ve Spor Arasındaki İlişki

Kamu hukuku, özel hukuk ve spor arasındaki ilişki ve çatışmaları anlamak için bu yazıyı mutlaka okuyun! Gelin uluslararası hukukun bu iki büyük alt kategorisi hakkındaki kavramsal farkları ve uygulama farklarını birlikte inceleyelim.
Özel Hukuk ve Spor Arasındaki İlişki

Son Güncelleme: 18 Ocak, 2020

Kamu hukuku, özel hukuk ve spor arasındaki ilişki, karmaşık bir konu olmaya devam etmektedir. Hatta, bu konuda kamu hukuku ve özel hukukun çeliştiği ve kesiştiği noktalar da olmaktadır. Bu yüzden, bugünkü yazımızda bazı düzenlemelerin spor kuruluşları ve kamu yetkilileri arasında nasıl çatışmaya sebep olduğundan bahsedeceğiz.

Bu çatışmalar genellikle, bu disiplinin ne kadarının belirli yasalar tarafından korunması gerektiği hakkında sorulara sebep olmuştur. Sonuçta, spor yasalarının son yıllarda git gide gücünü artırması tesadüf olamaz.

Gün geçtikçe daha fazla kişi bu alanda uzmanlaşmayı seçmektedir. Spor yasaları alanında bir kariyer sahibi olmanın çekici olmasının yanı sıra bu durum, anlaşmazlıkların çözülmesi ve önlenmesi için doğru eğitim almış avukatlara ne kadar ihtiyaç duyulduğunu da göstermektedir. Bu sayede, spor hukuku alanında daha fazla şeffaflık da olacaktır.

Kamu hukuku ve özel hukuk: tanımları ve aralarındaki farklar

Özel hukuk, yazılı hukukun bir dalıdır. Ana işlevi ise, vatandaşları kapsayan farklı ilişki ve aktiviteleri düzenlemektir. Yasal dünyanın bu özel versiyonu, işlevselliğini sürdürmek için iki temel prensibe dayanır.

Bunlardan ilki, bireylerin kanun önünde eşit olması; ikincisi ise, hür iradenin varlığıdır. Yazılı hukukun, yasal metinlerde ve her toplumun var olan yasalarında açık ve detaylı bir şekilde belirtilen durumları içerdiğini unutmamak gerekir.

Bu da özel hukuku, devlet tarafından kurulan ilişkiler ve yapılan aktivitelere odaklanan kamu hukukundan ayırmaktadır. Bununla beraber, hukukun bu kamusal dalı, bir kamu idaresinin devletin bir düzenleyicisi olarak değil de özel bir vatandaş olarak değerlendirileceği bir durumda geçerli olabilir.

Başka bir deyişle, özel hukukun iki ya da daha fazla özel vatandaşı içeren durumlarda geçerli olduğunu söyleyebiliriz. Bu durumlara örnek olarak boşanma davaları ya da üçüncü bir tarafın varlıklarını içeren anlaşmazlıklar sayılabilir.

hukuk

Öte yandan, kamu hukuku, devlete ya da kamu idarelerine mahsus eylemleri ve yetkinlikleri konu alır. Bu fark, Roma İmparatorluğu’ndan beri vardır ve günümüz yasal yapılarını oluşturmada bir temel olmuştur.

Kamu hukuku, özel hukuk ve spor arasındaki ilişki

Genel olarak, sporun özel hukukla daha yakın bir ilişkisi vardır. Sporla ilgili kurum ve kulüplerin büyük bir kısmı özel kuruluşlardır. Ayrıca, spor dünyasındaki ilişkilerin çoğu özel kurumlar arasında oluşmaktadır.

Bu ilişkiler, iki kişi, sporcu ve şirket arasında olabileceği gibi; iki marka ya da kuruluş veya özel sektöre ait iki ya da daha fazla taraf arasında da olabilir. Bununla beraber, özel hukuk ve spor arasındaki ilişkiyi daha karmaşık hale getiren iki büyük sorun vardır.

Bunlardan ilki, özellikle de İspanya söz konusu olduğunda, spor yasalarının bağımsız bir düzenleyici olarak hareket edememesidir. Buna dair aktivite ve yapılar, doğası gereği aşağıdaki gibi kuruluş ve organizasyonların karar ve uygulamaları ile ilişkilidir:

  • Olimpik anlaşmalar.
  • Ulusal (RFEF ya da RFEB) ya da uluslararası (FIFA ya da FIBA) federasyonlara ait düzenleme ve disiplin yönetmelikleri.
  • Spor kulüpleri ve liglere ait iç tüzükler.
  • Spor hakem kurulu ya da iç komitelere ait kararlar.

Gelelim ikinci ve daha önemli olan konuya: Spor alanındaki ilişki ve eylemlerin, kamu idarelerinden çıkan ulusal ve bağımsız yasaları da içerebilmesi.

hukuk ve spor

İstihdam ve sözleşme

Bir sporcu ve kulüp arasındaki sözleşmeyi örnek alacak olursak, bunun iki özel varlık arasındaki doğrudan bir ilişki olduğunu söyleyebiliriz. Tüm bunlar, sporcuların profesyonel uygulamalarını düzenleyen kararnamelerin ilgili maddeleri kapsamındadır.

Ayrıca, iş hukuku da sporcuların istihdam edilmesiyle ilgili durumları kapsar ve buna özel rejimler kategorisi altında yer verir. Bu yüzden, özel hukukun spor alanındaki bazı anlaşmazlıklara sıkça dahil olması da tuhaf değildir.

Son olarak, sporun sadece özel hukukun alanına ait bir aktivite olmadığını unutmamak gerekir. Bunun tüm vatandaşlar için bir hak olması gerekir. Bunu başarmak için, tüm fiziksel aktiviteleri kapsayan kamu politikaları ve düzenlemelerini teşvik etmede devletin çok önemli bir rolü vardır.




This text is provided for informational purposes only and does not replace consultation with a professional. If in doubt, consult your specialist.