Yoyo Etkisi Nedir ve Ondan Nasıl Kaçınılır?
Kilo vermek kısmen kolay bir şeydir. Ancak mükemmel bir vücuda sahip olmayı ve ideal kilonuzda kalmayı sürdürmek çok daha fazla emek ister. Amaç, yoyo etkisi denen negatif etkiden kaçınmaktır.
Diyet yapmak, neden yapıyoruz?
Herhangi bir diyete başlamadan önce finaldeki amacımızın ne olduğunu anlamak önemlidir. Sıklıkla iki kelimede özetleriz: Kilo vermek. Ancak kas yapmak, var olan kasları ortaya çıkarmak ve şekillendirmek için de kullanılabilir.
Amacımız bir miktar yağ kaybetmek olduğunda, iyi bir fiziksel görünüşe sahip olmak yeterli değildir. Sağlıklı olmak ve vücutlarımıza iyi bakmak da önemlidir.
Aşırılıklar her zaman kötüdür!
Söz konusu diyet yapmak olduğunda herhangi bir istisna yoktur. Çok fazla yemek yemek, yeterince yemek yememek kadar kötüdür. Yoyo etkisine karşı savaşı kazanmanın ilk adımı dengeli bir beslenme programı uygulamaktır. Öğün atlamak işe yaramayan bir stratejidir.
Diyetlerin pek çoğunda belli yiyecekleri beslenmelerinden çıkaran (ve proteini, kalorileri ve bu yiyeceklerin sağladıkları diğer besinleri) kişiler genellikle yarı yolda diyet yapmaktan vazgeçerler. Bu, çok fazla yemek yemeyle de bir araya geldiğinde (genellikle sağlıksız yiyecekler) kilo alımıyla sonuçlanır.
Sürecin sonunu getirenler bile yoyo etkisinden kaçınamama eğilimindedirler. Bir diyetin bitişi birçok kısıtlamanın sonu anlamına gelir ve pek çok kötü alışkanlık geri döner.
Yo-yo etkisi: Ona karşı gerçekçi amaçlar
Yıllarca sağlıksız bir diyet uyguladıktan ve günden güne kilo aldıktan sonra, tekrar forma kavuşmak için günler veya haftalar yeterli olmayabilir. Bazen aylar bile yetmeyebilir.
Haftalık ideal kilo kaybı 900 gramdır. Bu, finaldeki amacınıza ulaşmanıza yardımcı olacak oldukça gerçekçi bir hedeftir.
Her hafta bu amacı gerçekleştirebilmek için, dayanıklılık ve disiplinin her zaman diyetinizin bir parçası olması önemlidir. Üstelik istatistiklere göre ne kadar hızlı kilo verirseniz, yoyo etkisi ile karşılaşma ihtimaliniz o kadar yüksektir.
Aşırı hızlı kilo verilmesi nedeniyle ortaya çıkan bu yoyo etkisi, hipokalorik diyetler gibi ekstrem yöntemlerden şüphe etmek için bir başka nedendir.
Alışkanlıkları değiştirmek
Sonunda kötü alışkanlıklar geri dönecekse kilo vermek mantıklı değildir. Özel bir diyet yapıyor olsanız da olmasanız da ölçülü olarak tüketmeniz gereken yiyecekler vardır.
Bu listeye doymuş yağlar, un, tuz ve şeker dahildir. Özellikle paketinde “diyet” veya “light” ibareleri bulunan işlenmiş yiyecekler için de aynı prensip geçerlidir.
Uyuşuk yaşam tarzı hiçbir yere götürmez
Uyuşuk yaşam tarzının vücudunuzu riske attığını söylerken metafor kullanmıyoruz. Üstelik insan vücudu, aslında sürekli hareket halinde olmak üzere tasarlanmıştır. Mümkünse sürekli bir egzersiz rutinini sürdürmelisiniz.
Formda olmak ve aktif kalmak için yoğun antrenmanlar yapmak gerekmez. Haftanın 5 günü günde 30 dakika yürüyüşe gitmek yeter de artar.
Fiziksel aktivite olmadan vücudunuz, yağ olarak biriken kalorileri yakma becerisine sahip değildir. Elbette çözüm menüden yiyecekleri çıkarmak olmamalıdır. Böyle yaparsak kaslarımızı ve organlarımızı benzinden yoksun bırakmış oluruz.
Gördüğümüz gibi spor salonuna gitmek veya her sabah koşuya çıkmak gerekli değildir. Haftada 3 kez yalnızca 40-45 dakika kardiyo yapmak yeter de artar. Vazgeçmekten kaçınmanın anahtarlarından biri de eğlenceli ve keyifli bir aktivite yapmayı tercih etmektir. Egzersiz hiçbir zaman bir zorunluluk olmamalıdır.